06/01/2015

THEORY




Bugün dünyayı kurtarma amacı gütmeden, her şeyin ve hiç bir şeyin teorisini yazıyorum. Blogger olmak zor iş safsatalarına hiç girmeyeceğim. Belki de değilim. Ben bile emin değilim. Ama yazıyorum? Yani bence! Aynı anda birden fazla 'şey' olmaya çalışmıyorum. Kaygım yok ki. Kalp atışımı hızlandıran ne varsa aynı anda yapmaya çalışıyorum. Pardon ama gerçekten çalışıyorum! Çok sevdiğim iç mimarlık mesleğimi U dönüşü ile bıraktım mesela. Çok sevmenin yetersiz olduğunu düşünüyorum (her anlamda). Kalp daha hızlı çarpsın. Sadece köşeme çekildim. Şimdi başlıyorum. Siz izleyin. Yellenmenin ayıp olduğunu düşünmüyorum. Senden sonra çok büyüdüm ben. Ama sana değil, kendime büyüdüm. 'Seni seviyorum'a inanmıyorum artık mesela. Sen de inanma bence! Bir insanı sevmeye inanıyorum ben. Gerçekten sevmeye. Gerçekten sevdikten sonra söylemeye inanıyorum. Ben sadece köşeme çekildim. Şimdi başlıyorum. Siz izleyin. Çıplaklığın ayıp olduğunu düşünmüyorum. Yahu ben varolup olmadığıma bile kesin karar vermiş değilim! Ama büyük bir ihtimalle varımdır diye düşünüyorum? Kalp çarpsın diye yap lütfen her şeyi. Bu çok yeterli. Ki birinin yanında piyano çalarken heyecandan ellerim titrer. Sıcak bir yaz günü her yerimi kapatır sokağa çıkarım ben. Bazen de kar yağarken çorapsız. Sadece 1 saniyede ülke değiştirmeye karar verip, bir iş teklifini kabul ederek vatandaşı olmadığım (aşık olduğum) bir yerde yaşıyorum. Kalp hızlı çarpıyor böylece. Sen beni seven biri ol. Sevdiğini söyleyen değil. Hemen şimdi. Önce sev. Sonra söyle. Bu çok yeterli. Potansiyel bir düşünür olduğunu düşünen bir düşünürüm ben. Sen de benim düşüme düşen bir düşsün. Bugün dünyayı kurtarma amacı gütmeden, her şeyin ve hiç bir şeyin teorisini yazıyorum. Köşeme çekildim. Şimdi başlıyorum.  
Seni seviyorum (önce sevdim, sonra söyledim)! 

Sahil. xx

                            



Pants: ZARA
Coat: STEFANEL 
Bag: ALEXANDER WANG
Shoes: CONVERSE MISSONI EDITION